23 Mart 2008 Pazar

İnternet Yasakları Türkiye'ye Zarar Veriyor!

İnternet Yasakları Türkiye'ye Zarar Veriyor!

Türkiye'de mahkemeler 5651 nolu yasa ve konuyla ilgili diğer yasalara
dayanarak youtube, wordpress, geocities, alibaba gibi bir çok web
sitelerine erişimi sıksık kapatmaktalar. Telekomunikasyon Kurumu'nun
(TK) ise yurt dışındaki web sitelerine erişimi 5651 kapsamında sorgusuz
sualsiz, kapatma yetkisi var. TK'nın erişime kapatılan web sitelerinin
hangileriolduğunu ne kamuoyuna, ne de kapatılana haber verme yükümlülüğü
bulunmakta. Söz konusu yasaklamalar, yasanın zaten tartışmalı olan
amaçlarını aşmış ve ülkemize zarar vermeye başlamıştır. Bu durumun
düzeltilmesini istiyoruz.

5651 nolu yasa çok hızlı bir şekilde, kamoyunda yeteri kadar
tartışılmadan, uzman Sivil Toplum Kuruluşlarının çığlıkları arasında,
çocuk pornosu bahanesiyle, "temiz internet" söylemleri ile çıkartıldı.
Böyle bir yasanın Avrupa Birliği ve modern dünyada olmadığını kamuoyuna
ve kanun koyucularımıza bir defa daha hatırlatmak isteriz. Yasa metnine
son anda "Atatürk'e ilişkin suçlar" da eklendi.

Biz sivil toplum kuruluşları 5651 nolu yasanın özünde sansür yasası
olduğunu, internetden korkan bir bakış açısının, yasakçı felsefenin
ürünü olduğunu, bireye güvenmediğini yasa çıkmadan önce de defalarca
belirttik. Dünya ile bütünleşmek, Bilgi Toplumuna yönelmek, bağımsız
yaratıcı bireylerin özgürlük ortamında yetişebileceğinin altını çizmek
isteriz. Bizler, bu yasanın özüne fikir ve ifade özgürlüğü açısından
karşıyız. Ama, çocukları korumak için okullarda ve kamuya açık alanlarda
porno, ırkçılık gibi temel insan haklarına aykırı içerik için filtre
uygulanmasını destekleriz.

Türkiye Siber Suç sözleşmesi hazırlıklarına katılmış olmasına rağmen
bazı sakıncaları nedeniyle sözleşmeyi imzalamamıştır. Biz sivil toplum
kuruluşları TCK ve CMUK çıkarken bu eksiklikleri kapatmaya çalıştık.
Taslaklar çok hızlı yasalaştığı için sesimizi duyuramadık. Adalet
Bakanlığı yasa taslağı Başbakanlık'a sunulmasına rağmen taslak bir
kenara bırakılarak 5651 çıktı. Ülkemiz hakim, savcı ve avukatlarını
Bilişim ve internet konusunda eğitmek için yeterli çabayı harcamadı.

Bugün, Türkiye'nin herhangi bir yerindeki bir mahkeme, bir bilirkişiye
bile başvurmadan, pek çok nedenle, tedbir kararı olarak bile, bir web
sitesindeki tek bir nesne yüzünden milyonlarca nesne içeren bir web
sitesine erişimi kapatabilmekte. Örneğin youtube'de 34 bin Atatürk, 103
bin İstanbul, 5400 Alanya, 7750 Bodrum, 48000 Fenerbahçe, 46000
Galatasaray, 35600 Beşiktaş videosu da dahil olmak üzere yüz milyonlarca
video var. Youtube gibi sosyal ağ webleri, pek çok eğitici malzemeyi, az
bulunan eski belgeleri, filmleri, ders notlarını içeridiği gibi, çeşitli
iş bağlantılarını da içermektedir. Youtube'u gerçekten kapatabilsek, bu
işten pek çok vatandaşımız zarar görecektir. Alibaba örneğinde ise iki
firma arasındaki uyuşmazlıkta, mahkeme haksız olduğunu düşündüğü tarafı
cezalandırmak yerine, alibaba'dan yararlanan tüm vatandaşlarını
cezalandırmayı tercih etmiştir. Kaldı ki, devletimiz bir ihracat-ithalat
web sitesi olan alibaba'ya üyeligi teşvik etmekte, yıllık abonelik
ücretinin yarısını ödemektedir. Mahkemeler tarafından web sitelerine
erişimin yasaklanması kesin bir engelleme sağlamamakta, internet
hakkında biraz teknik bilgisi olan bir kişi tarafından başka yollarla
hala bu sitelere ulaşılabilmektedir. Uygulanan yasaklamalar, haklı bir
nedene dayansa bile, en başta vatandaşlarımızı cezalandırmakta,
vatandaşı çok da etkin olmayan bu yasakları aşma yollarını aramaya
itmektedir. Yasaklanan web sitesi erişimi, daha doğrusu yasaklamaya konu
olan web sitesi nesnesi, örneğin bir video kaydı, o nesne için ülkemiz
içinde ve dışında daha fazla negatif reklam ya da tanıtım oluşmasına
sebep olmakta ve dünyadaki tüm internet kullanıcılarının ilgisini
çekerek asıl amacın tam tersinin gerçekleşmesiyle sonuçlanmaktadır.

Bazı özel koşullarda, başka hiç bir yol kalmadığı bir noktada yasaklama
kararı alınabilinir, Bir alan adına erişimin tamamını kapatmak ya da bir
alan adına ait IP numarasına erişimin tamamen kapatılması, bir kitap
yasaklamak için koca bir kütüphaneyi, bazen de bir kütüphaneler
kümesinin tamamını kapatmak demektir.

Alan adına yasak koymak, tüm vatandaşlarımızın o alan adı aracılığı ile
birbirleriyle yapacakları iletişimi de yasaklamak anlamına gelmektedir
ve Anayasa ve AB kriterlerine aykırıdır. Bu tür yasaklamalar medeni
dünyadan zamanla ciddi tepki alacaktır. Bu durum özgürlükçü ve liberal
demokrasi fikirlerle çelişmektedir.

5651 nolu yasa, TK'ya tüm "zararlı içeriği" izleme ve bu içeriğe erişimi
engelleme görevi vermektedir. TK yönetmeliklerle görevinin detaylarını
belirlemiştir. Eğer bir web sitesindeki tek bir nesneye yasak koymak
isteniyorsa, bu teknik olarak mümkündür. TK, bilinmeyen bir nedenle
mümkün olan bir teknik çözümün muhtemelen zahmetli ve masraflı olacağını
düşünerek, 5651 ile ilgili yönetmelikte sadece nesnelere erişimin
yasaklanmasına yer vermemiş, tüm web sitesine, ve hatta belli bir IP
numarasındaki tüm web sitelerine erişimin engellenmesini ilgili
yönetmeliğe koymuştur. Bu durumun özgürlükçü demokrasi ile çeliştigini
bir defa daha belirtirken, TK'nın görevi çerçevesinde URL temelli
filtrelemeyi kolaylıkla yapabileceğini ve sadece yasaklanan belli
nesnelere erişimi önleyebileceğini belirtmek isteriz. Bu şekildeki bir
teknik çözüm eğer zahmetli ve masraflı olacaksa da, devletimiz
tarafından finanse edilerek gerçekçi bir çözüm elde edilebilir.

Gönlümüzde ise, ülkemizde internette sansür hayalinden vazgeçilip,
TK'nın ana işi olan telekomünikasyon sektörümüzün tam rekabet
koşullarına kavuşması için çalışması ve Türkiye internetinin yönetişim
ilkeleri çerçevesinde kamu, özel sektör ve STK'lar tarafından birlikte
geliştirilmesinde yatmaktadır.

TBD Türkiye Bilişim Derneği

INETD Internet Teknoloji Derneği

TID Tüm İnternet Derneği

LKD Linux Kullanıcları Derneği

TIEV Tüm İnternet Evleri Derneği

TUBIDER - Bilişim Sektörü Derneği

TKD - Türk Kütüphaneciler Derneği

----------
Saygilar
Mustafa Akgul
www.rehberogretmen.biz

www.braillelive.com

www.braillesoft.com

www.tripbox.org

www.babyeyes.org